Türkiye aylardır güzellik salonları işletmecisi ve sosyal medya fenomeni Dilan Polat’ın eşi Engin Polat’la birlikte yarattığı depremi takip ediyor. Polat çiftiyle birlikte güzellik sektöründeki ‘fenomen’ bombalar da arka arkaya patladı. Yaklaşık 600 kişi usulsüz kazanç elde etmekten tutuklandı. Toplumda, “Bu işte ne kadar çok para varmış” yanılgısıyla yeni fırsatları araştıranlar arttı. fenomenlerle itibar kaybeden güzellik sektörüne neşter tuttu. Gerçek güzellik esnafına bir dokunduk bin ah işittik.
1.5 MİLYAR DOLARLIK SEKTÖR
Uluslararası Medikal Turizm Derneği Başkanı Dr. Servet Terziler, sektörün daha çok poliklinik tarafını temsil edenlerden. Fenomenlerin yarattığı bilgi erozyonu nedeniyle işlerin etkilendiğini söyleyen Terziler, “Sektörü güzellik salonları ve sağlık turizmi yapanlar diye ikiye ayırmak lazım” dedi.
Güzellik salonları ve poliklinikler, 4 milyar dolarlık ihracat yapan hizmet sektöründe 400 milyon gibi bir paya sahip. Terziler, sektörün asıl ciroyu iç piyasada yaptığını belirterek, bunun da yaklaşık 1 milyar dolar olduğu bilgisini verdi. Güzellik merkezi ve poliklinikler olarak işletme sayısı 10 bin civarında, bunlarda çalışanlar ise yaklaşık 70 bini buluyor. İstanbul Güzellik Uzmanları ve Güzellik Salonu İşletmecileri Esnaf Sanatkarlar Odası Başkanı Ayşe Aydın’ın verdiği bilgiye göre de ‘güzellik salonu’ adıyla 100 bin esnaf var. Bu işletmelerde de 300 bine yakın kişi geçimini sağlıyor.
NEDEN FENOMENLER BU ALANDA
Fenomen balonunun güzellik sektörü üzerinden patlaması dikkat çekici. Bu kişilerin hepsinin güzellik alanını sektör belirlemesinin nedeni ne? Ayşe Aydın’a göre yanıt ‘Göz önünde olan daha çok şey saklar’ felsefesinde gizli. Aydın, “Vitrin dikkat çekici, baktırıyor. Dolayısıyla arkasına bir şeyler saklamak daha kolay” dedi.
FENOMENLERİN PAYI ÇOK DEĞİL
Kamuoyu güzellik sektöründeki çarpıklıkları bu tutuklamalar sonrasında gördü ama aslında sektör kendi içinde uzun süredir bundan mustarip. Uzmanlar bunu şöyle açıkladı: “Çünkü bu işin bir maliyeti var. 40 yıl çalışıp tek dükkândan öteye gidemeyen uzmanlar var. Bir hizmeti piyasanın en çok yüzde 30 altında fiyatla verebilirsiniz. Oysa bu kişiler yüzde 80 daha ucuza veriyorlardı. Bu bir hizmet. İnsanlar sosyal medyadan onları görerek şubelerine gidiyor ve çok ucuza hizmeti alıyordu. Bu yüzden müşterimiz kalmamıştı. Uzun süredir ciromuzu etkileyen bu çarpıklık şimdi de itibarımızı elimizden alıyor.”
BİR SALON KAÇA AÇILIR
Bu, güzellik salonunun ya da kliniğin yerine, büyüklüğüne göre değişiyor. Dr. Servet Terziler, soruyu 10 milyon TL şeklinde yanıtladı. Dr. Naser Dadaşzade ise “Nişantaşı gibi bir lokasyonda 300 metrekarelik bir merkez 10 milyon TL’yi bulur” dedi.
AYLIK KAZANÇ NE KADAR
Bir merkezde en az iki sertifikalı, deneyimli usta çalışıyor. Bu alanda cihazlar pahalı. Kiralar da öyle. Uzmanlar, bir merkezden ayda 100-150 bin TL ortalama kazanıldığını belirtti.
TÜKETİCİ NELERE DİKKAT ETMELİ
– Öncelikle nasıl bir işlem yaptıracağınıza dikkat edin. ‘Güzellik merkezi’ ibaresi yasal olarak kaldırıldı. Güzellik salonu yasal unvan olarak kullanılıyor.Salonda ise botoks, dolgu gibi tıbbi işlemler yapılması yasak, cezası var. Yakın zamanda tüm ‘merkez’ler polikliniğe dönüştü. Poliklinik ruhsatı çok daha pahalı. Yani botoksu poliklinikte, tırnak işlemlerini güzellik salonunda yaptırmalısınız. Bir kuaför de ‘güzellik merkezi’ ibaresini kullanıyorsa oraya karşı dikkatli olun. Ceza gerektiren bir suç işliyor.
– Gittiğiniz salonun patronundan işçisine kadar tüm çalışanlarının ehil olup olmadığını araştırın. MYK belgesi olmak zorunda. O belgeler varsa deneyim var demektir.
– Sosyal medyada önlüğü üstünde olmadan, maskesi olmadan, eldivensiz paylaşım yapan ve kendini ‘güzellik uzmanı’ olarak tanıtanlara güvenmeyin. O kişilerin salonlarına gitmeyin. Uzmanlar, “Onlar biz değiliz” diyor. “Eğer bir güzellik uzmanının tırnakları uzun, eldivensiz paylaşımını görüyorsanız o salonun kapısından geçmeyin” diyorlar.
– Salona girdiğinizde tarifelerin duvarda asılı olduğuna dikkat edin.
– Bu işin olmazsa olmazı ehliyet ve hijyen. İçinize sinmiyorsa bir sorun vardır. ‘Neyse’ deyip geçmeyin.
‘BU İŞTEN PARA FIŞKIRMIYOR’
ULUSLARARASI Medikal Turizm Derneği Başkanı Dr. Servet Terziler güzellik sektörünün sağlığın diğer alanlarında olduğu gibi gerçek anlamda uzmanlık gerektirdiğine dikkat çekti. “8-10 aylık eğitimle alınan sertifika yeterli oluyor. Ama bunun ötesi istenilmeli. Güzellik merkezi ya da salonu açmakisteyenler için yeni kriterlerin getirildiği bir düzenleme gerekiyor. Öncelikle deneyim kriteri önemli” diyen Terziler, ‘bu işten para fışkırıyor’ mantığıyla yaklaşmanın sonunun hüsran olduğuna dikkat çekti. Terziler, “Bu işte kullanılan cihaz kalitesi çok önemli. CE belgesine sahip mi, FD onayı var mı buna bakmak da lazım. Oysa yapılan reklamları görüyorum, 30 yıllık makineyi yeniymiş gibi sunuyorlar. Ayrıca kullanılan ürünlerin de kalitesi sorgulanmalı” diye konuştu.
Dr. Servet Terziler
‘HAKKIYLA GÜZELLİK EHİL ELLERDE OLUR’
ACIBADEM Hastaneleri’nde görev yapan Dr. Naser Dadaşzade de sektörde kurunun yanında yaşın da yandığına vurgu yaptı. “Bence bu kişiler görünenden çok daha fazla” dedi. Bu itibarsızlaştırmanın Türkiye’nin sağlık hizmetlerinde hedeflediği yerlere gelmesini zorlaştırdığını vurgulayan Dadaşzade, “Hakkıyla güzellik ehil ellerle olur. Bu işi eğitim alarak yapan, hocası üniversitesi belli, en az beş yıl iş tecrübesi olan insanlarla olur. Bugün İngiltere’den İsveç’ten gelen hastanın sorun yaşamasıyla hepimiz biteriz. Bu yüzden hem içerden hem de kamu tarafından denetlenmeli” diye konuştu.
Peki olayın sağlık riski ne boyutta, nasıl önlem alınabilir? Dr. Dadaşzade’nin yanıtı şöyle: “Botoksun Türkiye’deki fiyatı bellidir. Eğer ithal, kaliteli bir ürünse fiyat 2 bin 500 TL civarındadır. Ama Çin’den gelenler de var. Birincisi ürünün kalitesi sorgulanmalı. Asıl önemlisi de uygulayanın uzmanlığı. Doğru yere, doğru açıyla, doğru miktarda verilmezse bir damar, sinir sorunu yaşanabilir. Bunun örneklerini görüyoruz.”
Dr. Naser Dadadşzade
‘TUTUKLANANLAR BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ’
İSTANBUL Güzellik Uzmanları ve Güzellik Salonu İşletmecileri Esnaf Sanatkarlar Odası Başkanı Ayşe Aydın yaşanan olaylara, “Kara para kısmını duyana kadar böyle bir şeyin güzellik salonlarında var olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Bunlar çantacı olarak büyüyor diye düşünmüştüm. 42 yıldır bu işi yapıyorum ancak bir salonum var, ikinci şubeye geçemedim. Hem alaylıyım hem de üniversiteliyim. Öyle kolay mı büyümek. Bu yılın 10 aylık döneminde 436 salon açıldı, 275 salon kapandı. Yani hakkıyla yapan zorlanıyor. En çok bu fenomenler bizi zorluyordu. Biz oda olarak denetimlere çıkıyoruz. Ama son dönemde neler gördük, bir anne geldi kızıyla, ‘Kızım öğretmen olacak ama acaba ona bir salon mu açsak’ dedi. Düşünebiliyor musunuz” yorumunu yaptı.
Ayşe Aydın